15 Temmuz 2021 in Genel
Depresyon
Bir duygu durum bozukluğu olan depresyon, kişinin hayat kalitesinin düşmesine neden olan psikolojik bir hastalıktır. Kişinin, duygu ve düşüncelerinin yanı sıra davranışlarını da olumsuz yönde etkileyen depresyon, dünya çapında 264 milyondan fazla kişiyi etkiler. Farklı türleri bulunan depresyon hastalığı, çoğunlukla ruh hâlinin çökmesi ve yapılan eylemden zevk alamama ile karakterizedir. Depresyon, haftalarca hatta yıllarca sürebilen, sosyal, psikolojik ve biyolojik etkenlerin kombinasyonuyla oluşur. Çocukluk çağında yaşanan travmalar, erken yaşta ebeveynin kaybedilmesi, boşanmış olmak, işsizlik, anksiyete bozuklukları, madde ve alkol kullanımı gibi faktörler depresyonun ortaya çıkmasına yol açabilir. Yaygın olarak görülen depresyon tiplerinden biri de postpartum depresyon ya da farklı bir deyişle doğum sonrası depresyonudur. Doğum yapan kadınların yaklaşık olarak %10 ila %15’inde görülen postpartum depresyonun normal depresyondan farklarına geçmeden önce sıklıkla sorulan “Depresyon nedir?” sorusunu yanıtlamak gerekir.
Depresyon Nedir?
Kişinin günlük yaşam içinde kendini hüzünlü, karamsar ya da mutsuz hissetmesi son derece sağlıklı bir durumdur. Tüm insanların yaşadığı bu duyguların zaman zaman ortaya çıkması normaldir. Depresyon ise duygusal, bedensel ve zihinsel bazı belirtilere yol açan ruhsal bir hastalıktır. Depresyon varlığından söz edebilmek için ruh hâlinin çökmesi, hayattan zevk alamama, eskiden yapılan eylemlerin artık keyif vermemesi, iç sıkıntısı, huzursuzluk hissi, karamsarlık, umutsuzluk gibi duyguların en az iki hafta süreyle hemen her gün hissedilmesi gerekir. Tedavi edilebilir bir hastalık olan depresyon, halk arasında çoğunlukla kişinin ruh hâlini tanımlamak için kullanılsa da bu durum psikiyatrik bir bozukluğu tanımlamak için kullanılan tıbbi bir terimdir. Yapılan çalışmalarda toplumda %8 ila %10 oranında görülen depresyon hastalığı erkeklere kıyasla kadınlar arasında daha yaygındır. Farklı bir deyişle depresyonun erkeklerde görülme sıklığı onda bir iken kadınlarda yaklaşık olarak beşte bir oranındadır. Tedavi edilmediğinde ruhsal çöküntünün gitgide kötüleşmesine yol açan depresyonda intihara bağlı ölüm riski %15 civarındadır. Kişinin yaşam içindeki rutin işlerini sürdürememesine, sosyal, aile ve iş yaşamını sağlıklı bir şekilde devam ettirememesine neden olur. Bu yönüyle depresyonun mutlaka psikiyatri uzmanı hekimler tarafından tedavi edilmesi gerekir. Depresyonun tedavi yöntemlerine geçmeden önce “Depresyon belirtileri nelerdir?” sorusunu cevaplamak gerekir.
Depresyon Belirtileri Nelerdir?
Tüm insanların yaşamın bir anında kendilerini mutsuz, üzgün, umutsuz ya da sıkıntılı hissetmesi normaldir. Depresyon varlığında hissedilen mutsuz ya da üzgün olma durumu, burada bahsedilenden farklı boyuttadır. Kişinin zihinsel faaliyetlerini ve genel sağlığını olumsuz etkileyen depresyon, önemli bir sağlık sorunudur. Farlık sağlık sorunlarına yol açabilen hastalık, var olan hastalıkların seyrinin kötüleşmesine de neden olabilir. Depresyon, ciddi bir sağlık problemi olmasına rağmen çoğunlukla hastanın kendisi ya da yakın çevresi tarafından fark edilmez. Bu yüzden depresyonda olan kişi sürekli mutsuz ve üzüntü içinde yaşamak durumunda kalır. Evde ve iş yerindeki görevlerini yerine getirmek konusunda güçlük çeker. Bu da kişinin daha da mutsuz ve umutsuz olmasına yol açar. Depresyon belirtileri duygusal olabileceği gibi fiziksel de olabilir. Yaygın olarak görülen depresyon belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
- Sürekli üzgün, hüzünlü ve mutsuz hissetmek,
- Hayattan keyif almamak,
- Değersiz ve / veya suçlu hissetmek,
- Rutin yapılan eylemlere karşı isteksizlik,
- Yapılan aktivitelerden zevk alamamak,
- Sürekli yorgun ve hâlsiz hissetmek,
- Hareketlerde yavaşlama,
- Sosyal ilişkilerden kaçınmak,
- Çaresiz ya da köşeye sıkışmış hissetmek,
- İştah değişimi,
- Kilo değişimi,
- Unutkanlık,
- İletişime geçme konusunda isteksizlik,
- Yapılan işe odaklanamamak,
- Baş, boyun, sırt ve / veya eklemlerde ağrı,
- Mide ve bağırsak şikayetlerinin artması,
- Cinsel isteksizlik,
- Sıklıkla ölümü düşünmek,
- İntihar eğilimi.
Depresyon Nedenleri Nelerdir?
Beyinde oluşan metabolik değişimler gibi bazı biyolojik faktörlerin yanı sıra psikolojik ve sosyal faktörler de depresyon oluşumunda rol oynar. Mevsim değişimleri, yaşanan olumsuzluklar, büyük acılar, sevilen bireylerin kaybedilmesi, uzun süren yas dönemi, ebeveynin depresyon hastası olması, aile problemleri, ayrılık, iş yaşamında yaşanan problemler, işten çıkarılmak gibi nedenler depresyona yol açabilir. Ayrıca kanser, multiple skleroz, (MS) epilepsi, aids gibi hastalıklar ve kullanılan bazı ilaçlar kişinin depresyona girmesine neden olabilir. Kalıtsal yatkınlığın yanı sıra menopoz ve andropoz dönemleri de depresyona yol açan etkenler arasında yer alır. Tüm bu etkenler, kişiden kişiye farklı oranlarda depresyon hastalığının oluşumuna yol açabilir. Bazı kadınlar gebelik döneminde depresyona girebilir. Depresyonun doğum sonrasında da devam etmesi, postpartum depresyon ya da halk arasında yaygın olarak bilinen adıyla doğum sonrası depresyon olarak tanımlanır. Toplumda yaygın olan bu hastalık, %10 ila %15 aralığında görülse de postpartum depresyon hastalarının suçluluk hissiyle profesyonel yardım almaktan kaçınmaları bu rakamların doğruluğunu şüpheye düşürür.
Depresyon Türleri Nelerdir?
Gerçek bir hastalık olan depresyon, kesinlikle kişilik zayıflığı ya da sorunu değildir. Farklı bir deyişle depresyon, kişinin kendi suçu değildir. Depresyon nedenleri olarak sıralanan faktörler kişiyi depresyona yatkın hâle getirebilir. Kişi, depresyona girdikten sonra bunun nedenini bilmez ve olayların nasıl bu hâle geldiğini anlayamaz. Depresyon farklı türleri bulunan bir hastalıktır. Ancak aynı tip depresyona sahip olan kişilerdeki belirtiler farklılık gösterebilir. Farklı bir deyişle her kişinin depresyonu kendine has özellikler taşır. Bu yüzden depresyon belirtileri varlığında kişinin mutlaka bir uzmandan destek alması önerilir. Sık görülen depresyon türlerinden bazıları şu şekildedir:
Majör Depresif Bozukluk
Klinik depresyon olarak da adlandırılan bu depresyon türünde kişi yemek yiyemez, çalışamaz ve hayattan zevk alamaz. Kişide uyku problemleri ve olaylara karşı ilgisizlik gibi semptomlar görülebilir. Tüm bu belirtiler, ızdırap ve fonksiyon bozukluklarına yol açar. Hemen her yaşta görülebilen majör depresif bozukluk, tedavi edilebilir bir hastalıktır.
Kronik Depresyon
En az iki yıl süreyle devam eden depresyon, kronik depresyon olarak tanımlanır. Majör depresyondan daha az şiddette olan belirtiler, çoğunlukla kişinin günlük yaşantısını olumsuz etkilemez. Kişi sosyal yaşantısını koruyabilir. Tıpta distimi olarak da bilinen hastalık, sinsi ve yavaş başlar. Depresyonun hafif formu olarak da tanımlanabilen bu durum, çoğunlukla erken çocukluk döneminde yaşanan taciz, istismar, şiddet gibi travmalara bağlı olarak ortaya çıkar.
Atipik Depresyon
Bu depresyon türünde kişi, depresyonda olduğunun farkında değildir. Aşırı yemek yemek, fazla uyumak gibi belirtilerle karakterize olan hastalıkta kişi, reddedilmeye karşı son derece hassastır. Olaylar karşısında ruh hâli aniden iyileşip, kötüleşebilir. Kişinin çoğunlukla gergin olmasına ve birazdan kötü bir şey olacakmış hissine kapılmasına neden olur. Atipik depresyon varlığında kişi, diğer insanlara güvenme konusunda sıkıntı yaşar ve çoğunlukla terk edilme ya da aldatılma korkusu yaşar.
Doğum Sonrası Depresyon
Tıp dilinde postpartum depresyon olarak tanımlanan hastalıkta kişi, yaygın olarak majör depresyon belirtileri gösterir. Doğum sonrasında kişinin vücudunda yaşanan hormonal değişimin yanı sıra kişinin bebek sahibi olmasıyla birlikte artan sorumluluğun da etkili olduğu düşünülür. Kişinin, doğum sonrasında yaşadığı sosyal ve psikolojik değişimler de postpartum depresyon riskini arttırır. Gebelik yaşı düştükçe doğum sonrası depresyonun görülme sıklığı artar.
Depresyon Nasıl Tedavi Edilir?
Depresyon tedavisinde yaygın kullanılan tedavi yöntemi, ilaç kullanımı ve psikoterapidir. Depresyon hastalığının tedavisinde kullanılan antidepresan ilaçlar, çoğunlukla 2-3 hafta içinde etkisini gösterir. Kişinin semptomlarında gerileme olmasıyla birlikte kişi rahatlar ve gerginliği azalır. Bu süre boyunca düzenli aralıklarla psikoterapiye de devam edilmelidir.
Tags: atipik depresyon, depresyon, depresyon belirtileri, depresyon belirtileri nelerdir, depresyon nasıl tedavi edilir, depresyon ndir, depresyon nedenleri nelerdir, depresyon tanı, depresyon türleri nelerdir, doğum sonrası depresyon, majör depresif bozukluk,